| frmtrks KELİMELER ARASINDA YOLCULUK... |
Sosyal yer imi |
Sosyal bookmarking sitesinde frmtrks adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde frmtrks adresi saklayın ve paylaşın |
|
|
|
|
|
|
| Kasım 2024 | Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|
| | | | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | | Takvim |
|
powerobe |
| | | | |
sana bakmak.... yılmaz erdoğan | Her şey yapılabilir beyaz bir kâğıtla uçak örneğin. Uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine. Bir beyaz kâğıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden bir gülden bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe benzemenin ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasına sana çok benzeyen yoluyla sen bana ışık ver yeter bende filiz çok köklerim içinde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin içinde benzetmeler olan kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yokUzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir olcuyum yaralı yarasız sevdalardan geçtim koynumda bir beyaz kağıt boşluğu her şey anlattım olan olmayan acıtan sancıdan bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancılarım stabilize arkadaşlıklar daha hızlı koşardım sever adım gelirdim gözlerinin mercanlığına. Sana sola bakmadan yürüdüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvan değil tüccarlardır. Sen öyle göz öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kaygınlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır. Bir tek söz kalır dişlerimin arasından ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar. Verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz yazdığım bütün şiirler sana yazmaya başladığım kitap için ön söz. Sana bakmak beyaz bir kağıda bakmaktır. Her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır. Gördüğüm suretten utanmak sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır. Sana bakmak Allaha inanmaktır. **************************************************************************** 'BİR ÇOCUĞUN HATIRALARI AYRILMAZ ÜÇLÜ' 17 AĞUSTOS 2009 DA TÜM SEÇKİN KİŞİLERDE...KISA ALINTI:Cümlelerini toparlayabildin mi?- Tamam, ben konuşayım sen yaz. Evet, o depremi senin gibi bende yaşamıştım. Her şey kısa tuttuğum yaz tatilinden döndüğümde gerçekleşmişti. Annem eşyalarımızı yerleştiriyor bense onu izliyordum. İçimde garip bir mutluluk vardı. Antalya’dan döneli henüz iki gün olmuştu ve tesadüf o gün on yedi ağustostu. Annem sanki o gece olacaklardan habersiz uyumak istememişti. İçimde bir sıkıntı var deyip duruyordu. Ben yatağıma yattığımda o da kardeşimin yatağına yatmak istemişti. Uzandı ve beni seyretmeye başladı. Aslında onun neden yanımda yatmak istediğini biliyordum. Altı sene önce babamı kaybetmiştim ve onun yokluğunu hala hissediyordum o gidermeye çalışıyordu. Ben yatağımda uykuya daldığımda alnımda onun narin öpücüğünü hissetmiştim hala da hissediyorum. Saat üçü iki geçerken olanlar oldu. Adeta beşik gibi sallanıyorduk, adeta bir rüyanın içindeydik. Gözlerimi açtığımda üstüme yatağımın arkasındaki kitaplıktaki ansiklopediler düşerken annem beni kolumdan çekip yanına çekmeye çalıştı. Babamın ölümünden sonra ilk kez ağlamaya başlamıştım. Evdeki manzara savaş alanı gibiydi. Her şey her yerdeydi. Yeni getirdiğim akvaryum yere düşüp kırılmış balıklarım ölmüştü. Kapının önüne devrilen portmantoyu zor da olsa kaldırıp kapıyı açtık. Depremin ne kadar sürdüğünü anlamak mümkün değildi. Sanki hiç bitmeyecek gibiydi. Bina sallandıkça merdivenlerden inmesi zorlaşıyor insanların haykırışı kulağımı tırmalıyordu. Beş kat indiğimizde dışarı çıkabildik. Sallantı yeni bitmişti. Aynı semtte oturan teyzemlerin yanına vardığımızda o anda yapabileceğimiz tek şey birbirimize sarılmak oldu. Birçok yerin yıkıldığı kesindi ama karanlıkta pek fazla anlaşılmıyordu. Teyzemlerin arabasına binip beklemeye başladık bu arada kısa süreli depremlerinde olduğu anlaşılıyordu. Hava aydınlanmaya başladığında İzmit tanınmayacak bir hale gelmişti. Neredeyse taş üstünde taş kalmamıştı. Arabadan indiğimde şaşkın bir halde etrafı izlemeye başladım. Bazı arkadaşlarımın evleri yıkılmıştı ve galiba ölende vardı. Kendimi çaresiz hissetiyim andı. O manzarayı sende yaşamışsın bilirsin.Erkan konuşmalardan epeyce etkilenmiş bir şekilde kafasını salladı. Adamın konuşmalarını birçok kişi dinlemişti. .... |
|
|