Sen kendine yakın bulduğun insanların sana yaptığı hataları şikâyet ediyordun bense uzun yıllar acısını çektiğim bir aşkın yaralarını sarmaya çalışıyordum. İyi birer dosttuk her şeyi paylaşır olmuştuk. Bu yakınlaşmamızın kısa bir sürede olmasına rağmen zamanım öyle tatlı öyle güzel geçiyordu ki sen içimdeki kıpırdanmalardan habersizdin. Sanki rüyadaydım gözlerimi açtığımda dostluğun yerini aşk almıştı. Ancak bir sorun vardı. Sen benim aşkım bense senin dostundum artık.
Okan yolculuk sırasında kâğıtları elinden bir an olsun bırakmayıp okumaya devam etmişti. Güneş ışığı otobüstekileri terletmeye başlayınca Erkan da yazmayı bırakmış arkadaşları ile hoş sohbetlere dalmıştı.
Yol hafif korodan geçip vadiye doğru döndü. Otobüs hızını kesmeden gittiği için yakınlardan gördükleri evler sanki hareket ediyordu. Gidecekleri yere daha gelmeseler de etrafı izlemek güzel olsa gerekti.
Uzakta gözüken masmavi denize güneş ışığı parlıyor çizilmeye değer bir resim ortaya çıkıyordu.
Yavaş yavaş gözden uzaklaşan deniz ve etraftaki evler yerini ovaya bırakmıştı. Düz bir alanda ilerliyorlar yanlarından sık ve hızlı araçlar geçiyordu.
On beş dakika daha süren yolculuğun sonunda Bahar Teyze’nin talimatıyla hareketlenen gençler hayra bolu yakınlarında otobüsten inmişlerdi. Yolun kenarından aşağıya inen gençler ilerde gözükmeye başlayan ufak yazlık evlere doğru ilerlediler.